14 Ocak 2015 Çarşamba

Gelin Kayası Ziyareti / ANKARA / KIZILCAHAMAM / Taşlıca Mahallesi

Ziyaretin Yeri: Gelin Kayası Ziyareti, Ankara İli Kızılcahamam İlçesi, Taşlıca (Köyü) Mahallesi güneyindeki taşlık tepe üzerindedir.
Gelin Kayası
Gelin Kayası Nedir: Ziyaretin üç tip öyküsü vardır. İki öyküde de gelinin adı Nigar olduğundan bu kalıklara Nigar Kayalıkları da denmektedir.
Birinci hikayede Türk kızı Nigarı bir Rum zorla kendine gelin yapar. Bir de nispet olsun diye Oruç Gazi Sultan Türbesinin yanından geçerken davullarla gürültü çıkarınca gelin alayı Nigar’la birlikte taşa döner.
İkinci anlatıyı kaynağımızdan aynen aktarıyorum:
“Nigâr, köyün en güzel kızlarından biridir ve dokuz kardeşin en büyüğü olduğu için ev, tarla, bağ ve bahçe işlerinin tamamı onun üzerindedir. Bir gün köyün kızlarıyla birlikte tarlaya giderken karşıdan bir atlının geldiğini gören Nigâr, bu delikanlıya âşık olur. İlerleyen zamanlarda bu genç, yeniden Nigâr’ın karşısına çıkar ve onu sevdiğini, evlenmek istediğini söyler. Nigâr ise, ailesinin yabancıya kız vermeyeceğinden emindir. Bunun üzerine genç adam, ailesini köyün muhtarı ile Nigâr’ın evine yollar; fakat yine de sonuç değişmez ve gençler birbirlerine kavuşamazlar. Buna rağmen, köyün çöpçatan teyzesi, sonunda Nigâr’ın babasını ikna eder ve törelerine göre de istediği başlığı vereceğini söyler. Düğün hazırlıkları yapılır ve gelin alayı davul, zurna çalarak eğlenmeye başlar. Ne var ki düğünlerde davul çalmamak, eski ulemanın aşırı eğlenceye kaçılmaması için koyduğu bir kuraldır. Tepe yamacına gelen düğün alayı, bu kuralı çiğner ve o anda şimşekler çakmaya, rüzgâr hızlı bir şekilde esmeye başlar. Sonuç olarak herkes taş kesilir, zavallı delikanlının âkıbeti ise belli değildir.”
Üçüncü versiyon anlatımı köyün sitesinden aktarıyorum:
Asırlar önce, yukarı köylerden davul zurna çalarak gelen bir gelin alayı, köyümüze gelince gaipten bir ses:  ‘Çalma!’ diye seslenir. Buna aldırmayan çalgıcılar çalmaya devam edince ses üç kere tekrarlanır. Çalgı gene durmayınca bütün gelin alayı aniden taş olur. Adet üzere gelinin cebine konan elma da bu sırada yere düşmüş ve orada bir elma ağacı büyümüş. Bu elma ağacının 1960’lı yıllara kadar kaldığı ve o yıllarda köyden birisi tarafından kesildiği söyleniyor. Anlatıldığına göre Gelin Kaya’nın arka tarafında üç tane sacayağı varmış. Zamanla bunlardan biri kırılmış, diğer ikisi de halen durmaktadır.”

Ziyaretin Durumu: Ziyaret 1991 yılı tarihinde Koruma Kurulu kararıyla 1. Derece Arkeolojik SİT Alanı olar tescillenmiştir.  

Kaynakça: M. Öcal Oğuz –Petek Ersoy / Yaşayan Taş Kesilme Efsaneleri Mekanlar ve Anlatılar-2006 / www.taslicakoyudernegi.com    

Taylan Köken

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder