Ziyaretin Yeri:
Gelin Kayası Ziyareti, Ankara İli Kızılcahamam İlçesi, Taşlıca (Köyü) Mahallesi
güneyindeki taşlık tepe üzerindedir.
Gelin Kayası |
Gelin Kayası Nedir: Ziyaretin üç tip öyküsü vardır. İki öyküde de
gelinin adı Nigar olduğundan bu kalıklara Nigar
Kayalıkları da denmektedir.
Birinci hikayede Türk kızı Nigarı
bir Rum zorla kendine gelin yapar. Bir de nispet olsun diye Oruç Gazi Sultan Türbesinin yanından
geçerken davullarla gürültü çıkarınca gelin alayı Nigar’la birlikte taşa döner.
İkinci anlatıyı kaynağımızdan
aynen aktarıyorum:
“Nigâr, köyün en güzel kızlarından biridir ve dokuz kardeşin en büyüğü
olduğu için ev, tarla, bağ ve bahçe işlerinin tamamı onun üzerindedir. Bir gün
köyün kızlarıyla birlikte tarlaya giderken karşıdan bir atlının geldiğini gören
Nigâr, bu delikanlıya âşık olur. İlerleyen zamanlarda bu genç, yeniden Nigâr’ın
karşısına çıkar ve onu sevdiğini, evlenmek istediğini söyler. Nigâr ise,
ailesinin yabancıya kız vermeyeceğinden emindir. Bunun üzerine genç adam,
ailesini köyün muhtarı ile Nigâr’ın evine yollar; fakat yine de sonuç değişmez
ve gençler birbirlerine kavuşamazlar. Buna rağmen, köyün çöpçatan teyzesi,
sonunda Nigâr’ın babasını ikna eder ve törelerine göre de istediği başlığı
vereceğini söyler. Düğün hazırlıkları yapılır ve gelin alayı davul, zurna
çalarak eğlenmeye başlar. Ne var ki düğünlerde davul çalmamak, eski ulemanın
aşırı eğlenceye kaçılmaması için koyduğu bir kuraldır. Tepe yamacına gelen
düğün alayı, bu kuralı çiğner ve o anda şimşekler çakmaya, rüzgâr hızlı bir
şekilde esmeye başlar. Sonuç olarak herkes taş kesilir, zavallı delikanlının
âkıbeti ise belli değildir.”
Üçüncü versiyon anlatımı köyün sitesinden aktarıyorum:
“Asırlar önce, yukarı
köylerden davul zurna çalarak gelen bir gelin alayı, köyümüze gelince gaipten
bir ses: ‘Çalma!’ diye seslenir. Buna
aldırmayan çalgıcılar çalmaya devam edince ses üç kere tekrarlanır. Çalgı gene
durmayınca bütün gelin alayı aniden taş olur. Adet üzere gelinin cebine konan
elma da bu sırada yere düşmüş ve orada bir elma ağacı büyümüş. Bu elma ağacının
1960’lı yıllara kadar kaldığı ve o yıllarda köyden birisi tarafından kesildiği
söyleniyor. Anlatıldığına
göre Gelin Kaya’nın arka tarafında üç tane sacayağı varmış. Zamanla bunlardan
biri kırılmış, diğer ikisi de halen durmaktadır.”
Ziyaretin Durumu: Ziyaret 1991 yılı tarihinde Koruma Kurulu
kararıyla 1. Derece Arkeolojik SİT Alanı olar tescillenmiştir.
Kaynakça: M. Öcal Oğuz –Petek Ersoy / Yaşayan Taş Kesilme
Efsaneleri Mekanlar ve Anlatılar-2006 / www.taslicakoyudernegi.com
Taylan Köken
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder